Diyetisyen Ümmü Gülsüm ETYEMEZ

Enfeksiyonlarda beslenme

Diyetisyen Ümmü Gülsüm ETYEMEZ

Havaların soğumasıyla birlikte artışa geçen gribal enfeksiyonlar ile çoğu kişinin başı dertte.

Temiz ve sağlıklı beslenme yaşamımızın her döneminde ön planda olmalı; fakat kış dönemine bağlı ister istemez biraz daha öne çıkıyor beslenmenin anlam ve önemi.

Hangi durumlarda vücudumuz savunmasız kalarak virüslere açık hale gelir?

Kronik hastalıklar, beslenme yetersizlikleri, aşırı stres ve zayıf bağışıklık sistemi başlarda sayabileceğimiz maddelerden.

Virüs, amacına ulaşıp vücudumuza tutunduğunda bir dizi reaksiyon bütünü olan enfeksiyonlara yol açar. Meydana gelen bu enfeksiyonlar sonucu vücudumuz ateşimizi çıkararak, iştahımızı keserek, sıvı-elektrolit-kg kaybettirerek tepki verir.

Virüslerle savaş halinde olan vücut aynı zamanda bazal metabolik hızını artırarak hormonal birtakım olaylar sonucunda kas proteinlerimizin yıkımını da artırabilir.

Enfeksiyon Hastalıklarında Beslenme

Beslenme eksikliği varlığında antioksidan kapasite düşüşe geçer.

Yetersiz beslenme sonucu glutatyon sentezimiz azalarak hücre fonksiyonlarında birtakım aksamalara sebep olur.

Hücre fonksiyonlarının rutin ve sağlıklı şekilde gerçekleşebilmesi için B12, B6, B2 vitaminleri, folat, bakır, çinko ve bazı aminoasitlere; bağışıklık hücrelerimizin üretimi ve hücre yanıtının oluşumu için ise D vitamini ve A vitaminine ihtiyacımız vardır.

D vitamini kaynakları: Eksikliği Korona için riskli görülmekte olup esas kaynağı güneştir.  Eksiklik söz konusu ise uzmana danışarak takviye alınabilir.

A vitamini kaynakları: balkabağı, ıspanak, havuç gibi sarı-turuncu-kırmızı ve yeşil sebze/meyveler, karaciğer, süt, yumurta sarısı

B12 vitamini kaynakları: karaciğer, yürek, böbrek gibi hayvansal gıdalar

B6 vitamini kaynakları: böbrek, karaciğer, et, pirinç, bulgur, tam buğday unu, patates, havuç, yeşil yapraklılar, kuru meyveler ve balık

B2 vitamini kaynakları: süt, yumurta, et gibi hayvansal kaynaklar

Folat kaynakları: karaciğer gibi organ etleri; kuru fasulye, mercimek gibi kurubaklagiller; ıspanak, lahana gibi yeşil yapraklı sebzeler

Bakır kaynakları: susam, fıstık, organ etleri, et, balık, yumurta, kakao, yeşil yapraklılar

Çinko kaynakları: hayvansal yiyeceklerde bitkisel yiyeceklere nazaran daha yüksek

Omega-3 kaynakları: somon, uskumru gibi su ürünleri, ceviz, chia, keten tohumu, yeşil yapraklar

Omega-6 kaynakları: bitkisel yağlar, bitkiler, et, beyin, karaciğer

Omega-9 kaynakları: fındık yağı, zeytinyağı, az miktarda balık, süt, hayvan ve bitki dokuları

Ek olarak bağışıklık sistemi denilince akla ilk gelen Vitamin C’den bahsetmeden geçmek olmaz. Mandalina, portakal, limon, greyfurt, kivi gibi C vitamininden zengin besinlerin tüketimi ihmal edilmemelidir.

Bağırsak dostu olan yoğurt, kefir, turşu, kurubaklagiller ve posadan zengin sebze-meyveler bağışıklığımızı koruyarak güçlendirir.

Baharatların gücünden faydalanmak adına sofralarınızdan zerdeçal, zencefil, sumak, nane, kekik vb.’i eksik etmeyin.

Günlük kilo başına 30-35 ml suyu muhakkak için.

Kaliteli uyuyun. Uykuya geçişi kolaylaştırmak adına melisa, papatya ve rezene gibi bitki çaylarını kullanabilirsiniz.

Ek olarak bağışıklık sistemimizi direkt etkileyen sinir sistemi sağlığımızı korumak adına pozitif düşünmeli ve ruhumuzu da en az bedenimiz kadar iyi beslemeliyiz.

Haftaya yeniden görüşmek üzere, kendinize iyi bakın.

Sağlıcakla kalın!

DYT. ÜMMÜ GÜLSÜM ETYEMEZ

@dyt.ummugulsumetyemez

0554 659 69 42

 

 

Yazarın Diğer Yazıları