Bülent BOSTANCI

Bizi kıskanıyorlar

Bülent BOSTANCI

Ancak, yurduna ve milletine aşık insanlardan, çıkarsız, hesapsız ve Allah rızası için çalışanlardan fayda gelir bu memlekete.

Bartın gerek siyasette gerekse bürokrasi de belki de tarihinin en kıymetli dönemini yaşıyor.

Konuyu birlikte irdeleyelim…

Her şeyden önce artık bir Bakanımız var.

Bartın’da 16 yıl milletvekili olarak görev yapmış, şehrin tüm fiziki ve beşeri özelliklerine hakim bir isim olan Yılmaz Tunç’un Türkiye Cumhuriyetinin Adalet Bakanı olarak görev almasının gururunu yaşıyoruz.

Sadece bize ait bir gurur değil, bu gurur Zonguldak’tan Karabük’e ve hatta Kastamonu’dan Düzce ve Bolu’ya kadar geniş bir coğrafyaya yayılıyor.

Sayın Bakan Milletvekilliği görevinde Bartın için sayısız hizmet ve esere imza attı.
Haliyle Bartın’ın sorunlarına, ihtiyaçlarına vakıf.

Bartın’ın önünü açacak yatırımlara ve hizmetlere elçilik için hazır olduğu da ortada.

Bu fırsatı kullanabilirsek ne ala!

 

*** 
Valiler Kararnamesinin öncesinde Bartın sevdalısı her bir bireyin ortak temennisi Bartın Valisi Dr. Nurtaç Arslan’ın görevine devam etmesiydi.

Uzunca bir dönem her kararnamede Valisi değişen illerin başında gelmemiz içimizde yaraydı.

Nitekim bu defa öyle olmadı.

Hepimizin malumu, Vali Arslan Bartın’daki görevine başladığı günden bu yana yaşanan sel afetleri ve TTK hadisesi gibi büyük olaylarda gösterdiği refleks, soğukkanlılık ve duyarlılıkla makam değil görev insanı olduğunu ortaya koydu.

Görevinin ilk gününden bu yana zaman zaman siyasetin bile duymazdan geldiği kamuoyunun sesine kulak verdi.

Dert dinledi, çözüm üretti.

Masadan değil sahadan yönetmeyi tercih etti.

Ankara’da çok iyi bildiği Bakanlıklar ve Genel Müdürlüklerin kapılarını da Bartın için tekrar tekrar çalmakla kalmayıp aşındırdı.

Mütevazı ve tevazu sahibi kişiliği ile vatandaşa yaklaşımı hep takdir topladı.

Valiler Kararnamesinin ardından Vali Arslan için adeta ikinci dönem başladı.

İlk dönemde felaketlerin içinde Bartın’ı tanıdı. 

Vali Arslan için şimdi daha kararlı adımlar atma zamanı.

Gerektiğinde de masaya yumruğunu daha sert vurma zamanı.

*** 
Kıymetli bir dönem yaşıyoruz dedim.

Kuşkusuz bu döneme kıymet katan isimlerden biri de Vali Yardımcımız ve Özel İdare Genel Sekreterimiz Uğur Karakaya.

Henüz 33 yaşında olmasına karşın devlet adabı ve terbiyesini o kadar iyi biliyor ki…

Güler yüzüyle samimiyeti, çalışkanlığıyla ciddiyeti bir kimlikte taşıyor. 

Zonguldak’ta doğmuş, Devrek’te yetişmiş, Ankara’da üniversiteyi, İngiltere’de dil eğitimini, Londra Büyükelçiliği ve Başkonsolosluğunda stajını tamamlayıp yurdun farklı noktalarında görev yapmış bir isim.

Kendisine tevdi edilen İl Özel İdare Genel Sekreterliği görevi aslında ateşi yanan bir gömlekti.

Korkmadı, o gömleği giydi.

Bartın’ın kırsalındaki derdi tasayı omuzlarına yük bildi.

Yetmedi, saat geç olmuş deyip mesaim bitti demeyi bilmedi.

Kimi zaman ciddi bir kriz ortamını aklıselim bir şekilde yönetti.

Kimi zaman sarmal olmuş sorunların üstesinden geldi.

Dert tokmağı değil hizmet elçisi olarak gördüğü muhtarlarla, ast-üst ilişkileriyle değil dişlinin çarklarıyız prensibiyle yaklaştığı Özel İdare çalışanlarıyla ve tabi ki ben değil biz anlayışıyla Bartın’a kıymet katmaya devam ediyor.

*** 

Milletvekili Yusuf Ziya Aldatmaz’da bahsettiğim bu kıymetli dönemin baş aktörlerinden biri. 

Zira kısır çekişmelere takılıp kalmıyor.

Ufak tefek hesapların adamı olmuyor.

Laf üretmeyi maharet sananlara vaktini heba ettirmiyor.

Dedikodulara itibar etmiyor.

Arkasında ne olup bittiğiyle değil ileri de ne olacağıyla ilgileniyor.

Herkesin sempati duyduğu kişiliğinin yanı sıra zekası ve girişkenliği ile kısacık bir dönemde TBMM’de adından-sanından söz ettirmeyi başardı.

Kuşkusuz bu başarı önümüzdeki dönemlerde kendisini sözü geri çevrilmeyecek vekiller listesinde ilk sıralara taşıyacak.

***
Milletvekili Aysu Bankoğlu’nu da unutmamak gerek.

Genç, dinamik ve çalışkan yapısıyla CHP Genel Başkan Yardımcılığı görevine layık görüldü.

Ana muhalefet partisinin Genel Başkan Yardımcısı olarak sorumluluğu büyük.

Parti içinde Bartın’ın yanı sıra artık Batı Karadeniz bölgesi de ondan soruluyor.

O da bölgesinin insanıyla dertlenip tasalanıyor.

Sadece sorunsal bir anlayışa kapılıp gitmeden çözümsel yaklaşımlarda bulunuyor.

Her fırsatta insanının-bölgesinin gözü, kulağı ve sesi oluyor.

*** 
Kentin sorunlarına odaklanan, kulağının üzerine yatmayan, çalışıp çabalayan değerlerimiz varken Bartın Ahalisi olarak bizlere de önemli görevler düşüyor.

Örneğin ne istediğimizi bilmek gibi!

Sel afetleriyle sendelediğimiz bir dönemde gerçekleşen Bartın Irmağı Islahı Projesi Bilgilendirme Toplantısında öyle bir hava esti ki…

Ya ne istediğimizi bilmiyorduk ya da içimizdeki kanı-nefreti kustuk.

Projenin detaylarını anlatmakla mükellef DSİ ekibini bile strese soktuk.

Sorusunu sorup cevabını alan ya da alamayan neredeyse herkesin salonu terk ettiği bir ortamda çok sesli bir koro olmayı, tartışmayı, istişare etmeyi, uzlaşmayı ve haliyle sonuç almayı başaramadık.

Farklı bahanelerle daha fazla bir araya gelmeye, tartışmaya ve daha net bir şekilde ortak akılla hareket etmeye ihtiyacımız var.

Hazır hepimizi bir araya getirecek BARÜ gibi bir değerimiz de var.

Şimdilik bu kadar.

Bir sonraki yazım yerel seçimlerin ne getirip ne götüreceğine dair olacak.

Hoşça ve sevgiyle kalın.

Yazarın Diğer Yazıları