Yapay Zeka Terapiye Başladı
Dost mu, Ayna mı, Bağımlılık mı?
ChatGPT gibi yapay zeka platformlarının psikolojik destek alanında kullanımı artıyor. Ancak uzmanlar, bu yeni alışkanlığın hem fırsatlar hem de riskler barındırdığına dikkat çekiyor.
Teknolojinin hayatımızdaki etkisi her geçen gün artarken, yapay zeka destekli sohbet botları artık sadece bilgi almak için değil, duygusal destek arayanların da sığındığı bir alan haline geliyor. Özellikle ABD ve Avrupa’da ChatGPT gibi platformlar üzerinden terapi niteliğinde sohbetler yapan kullanıcıların sayısı hızla artıyor. Peki, yapay zeka gerçekten bir “dijital terapist” olabilir mi?
Bartınlı gençlerin bir kısmı bu konuda oldukça ilgili. Üniversite öğrencisi Zeynep K., sınav dönemlerinde yaşadığı stresle başa çıkmak için zaman zaman ChatGPT’ye düşüncelerini yazdığını söylüyor:
“Arkadaşlarıma sürekli aynı şeyleri anlatmak istemiyorum. ChatGPT’ye yazdığımda hem içimi dökmüş oluyorum hem de bazen güzel tavsiyeler alıyorum.”
Benzer deneyimlere sahip olan bir başka Bartınlı, emekli Halit B. ise şöyle diyor:
“İnsanoğlu bazen sadece anlaşılmak ister. ChatGPT her zaman müsait, dinliyor, yargılamıyor. Ama tabii ki bir dostla oturup çay içmenin yerini tutmaz.”
Uzmana Göre: Kısa Vadeli Rahatlama, Uzun Vadeli Risk
Uzmanlara göre yapay zeka ile terapiye benzer sohbetler yapmak, kısa vadede rahatlatıcı olabilir. Psikologlar ise bu konuda uyarıyor:
“Duygularını ifade etmek, karşılık almak elbette iyi hissettirebilir. Ama yapay zekanın sunduğu cevaplar çoğunlukla destekleyici, yüzeysel ve tekrar edici olur. Gerçek bir terapist, duyguların kökenine inmeye çalışır, yön verir.”
Üstelik bu durum, yalnızlık duygusunu hafifletmek yerine daha da derinleştirebilir. Yapay zekayla çok fazla vakit geçiren bireylerin, insan ilişkilerinden uzaklaşabileceği belirtiliyor.
Yargılamıyor, Kesintisiz Dinliyor… Ama Bu Yeterli mi?
Üniversitede psikoloji eğitimi alan bir öğrenci olan Ali V., gözlemlerini şöyle aktarıyor:
“Yapay zekayla konuşmak bazı arkadaşlarım için bir tür günlük tutmak gibi. Ama bence sorun şu: Oradan gelen cevaplar kişiye göre şekilleniyor, sorgulama yok. Bu da gerçek bir içsel gelişim sağlamıyor.”
Uzmanlar ayrıca, ChatGPT gibi sistemlerin gizlilik konusunda da risk taşıdığını vurguluyor. Kullanıcı verilerinin nasıl saklandığı ya da üçüncü taraflarla paylaşılıp paylaşılmadığı hâlâ önemli bir soru işareti.
Terapi Değil, Dijital Yansıma
Gözde G., yapay zekayı bir aynaya benzetiyor:
“Bir robotla konuştuğunuzda size çoğu zaman onaylayıcı bir cevap gelir. Bu geçici olarak iyi hissettirse de, dönüşüm sağlamaz. Gerçek bir terapi sürecinde, yüzleşme, sorgulama ve iç görü vardır. Yapay zeka ise daha çok bir yansıma sunar.”
Bağımlılık Riski Artıyor
Uzmanlar, duygusal ihtiyaçlarını sürekli dış kaynaklardan karşılama eğilimi olan bireylerin zamanla yapay zekaya psikolojik olarak bağımlı hale gelebileceğini söylüyor. Bu da bireyin kendi duygularını tanıma, ifade etme ve yönetme becerisini zayıflatabilir.
Bartın Cumhuriyet Meydanı’nda sohbet ettiğimiz 55 yaşındaki Mevlüt amca ise konuya farklı bir açıdan yaklaşıyor:
“Evde yalnız kalınca bazen televizyonla konuşur gibi hissediyorum. Gençler şimdi yapay zekayla dertleşiyor. Belki yalnızlık da bu işin kaynağıdır.”