İnşaat sektörünün nabzı bu programda tutuldu

Bostancı’nın sektöre ilişkin sorularını yanıtlayan Güldaş, KAMİAD’ın kamuya iş yapan müteahhitleri bir çatı altında toplayan ilk dernek olduğunu dile getirerek, “Türkiye'de ilk defa kamuya iş yapan müteahhitlerin bir arada bulunduğu bir çatı sistem kurduk. İçerisinde tedarikçi, üretici, alt yüklenici ve yüklenicilerin bir araya geldiği bir yapı haline getirdik. Yurt içinde ve yurt dışında yaklaşık 50 bin civarında yüklenici firma var yine bunların altında alt sektörlerinde yaklaşık sanayicilerle birlikte 250 bin civarında alt sektörümüz var. Bu alt sektörlerde çalışan yaklaşık 10 milyon civarında insan gücümüz var.” Dedi.  
 

Güldaş; “4 maddelik talebimiz var”

kamu müteahhitlerinin taleplerinin mecliste gündeme geldiğini fakat beklentiyi karşılamadığını dile getiren Güldaş, “Kamu müteahhitleri ile devlet birdir ortaktır. Tüm kamu müteahhitleri iyileştirme talebinde bulundu. Bu talep de meclise geldi. Tabii bu talep torba yasa dahilindeydi. Kamu müteahhitlerinin beklemiş olduğu madde beklentileri karşılamayacak şekilde geçti. Beklentiyi karşılaması mümkün değil. Çünkü bizim tasfiye beklentimiz vardı. Bizim müteahhitlerin teminat sorunları var. Sicil affı sorunu var, yani daha önce 2021'de 2020'de den sonra olan fiyat artışlarından dolayı çoğu müteahhit arkadaşımız yasaklı duruma geldiler ve teminatları yandı. Yani genel bir çerçevede değerlendirecek olursak tabii özellikle 4 maddede bazı taleplerimiz var. Fiyat farkı bunlardan birisi. Tasfiye hakkı. Taaddüt işini cezai müeyyide olmadan yarım bırakma hakkı. Süre uzatım hakkı ve sicil affı.” Dedi. 

Güldaş; “Bu cenazeyi hep birlikte ortadan kaldırmamız lazım”

Güldaş konuşmasının devamında deprem bölgesinde yapımına TOKİ eliyle devam edilen konutların müteahhitlerin yaşadığı sıkıntılar sebebiyle sekteye uğradığını kaydederek, “Afet bölgesindeki aşırı talebi karşılayamayan iş gücü neticesinde işçilik fiyatları da anormal yükselmiştir. İhtiyaç duyulan iş makinası ve operatör eksikliği gibi birçok faktör de bunlara eklenince; meslektaşlarımız hem artan maliyetlerle karşı karşıya kalmış hem de makine, iş gücü ve tedarik sıkıntıları nedeniyle; işlerini, süresinde yetiştirememe durumuyla karşı karşıya kaldı. Seçim sonrası döviz kurlarındaki ani ve yüksek artışların, yapı malzeme fiyatlarına yansıması oldu. Akaryakıt ürünlerinde oluşan Ö.T.V artışının, inşaat kalemlerindeki maliyet artışlarıdır. Ön görülmesi mümkün olmayan bu artışların, deprem öncesi dönemde yaşanan olumsuz ekonomik koşulların getirdiği durum ile birleşmesi, pandemi ve sonrasında can çekişen kamu taahhüt sektörünü, yeniden çok daha sıkıntılı bir sürece soktu. Cumhurbaşkanımız taahhütte bulunuyor. Deprem bölgesinde insanlar hala sokakta bu evlerin bir şekilde bitmesi lazım önümüzde bir kış var. Bunları bitirmek için bize yardım edin bu cenazeyi hep birlikte ortadan kaldırmamız lazım yani kamu müteahhitleri bir şekilde devletle el ele verip bunu kaldırmamız lazım.” İfadelerine yer verdi.

Aydın; “Yüklenicilerin mağduriyetini gidermeyecek” 

Ercan Aydın da sektöre ilişkin yaptığı değerlendirmede kamu müteahhitlerinin beklentisini şu sözlerle dile getird, “Kamiad olarak bizim önerimiz 01.07.2023 tarihinden önce ihalesi yapılmış tüm işlerin yüklenicilerine fiyat farkı ve süre uzatımı verilmesiydi. Fiyat farkı katsayısının 1,20 olması, bizim asgari talebimizdi. Çünkü dernek olarak hazırladığımız raporda son 1 yılda yapı malzemesi ve işçilik fiyatlarındaki artış oranı yüzde 69, asgari ücret artışı yüzde 107 oranında. Buna karşın sözleşmelerinde fiyat farkı olan yüklenici firmalar aynı dönemde yüzde 23 oranında TEFE-TÜFE endekslerine göre fark almışlar. Katsayısı 1,20 olan talebimiz kabul görmüş olsa yüklenici firmalar, ortalama yüzde 33’ e denk gelen bir fiyat farkı alarak, bu sıkıntılı süreci sorunsuz atlatabilirdi. Yasanın gerekçesinde, bu sektördeki olumsuz şartları kabul edip, fiyat farkının 01.01.2024 tarihinden başlatılarak verilmesi, maalesef yüklenicilerin mağduriyetini gidermeyecek.” 

Aydın’dan KAMİAD’a üyelik çağrısı

Aydın kamu müteahhitlerine seslendiği konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi, “Yıllarca hem yapsat hem özel sektör müteahhitliği yapmış hem yıllardır da kamu müteahhitliği yapmış biri olarak her iki tarafa baktığınız zaman gerçekten kamu müteahhitliğinin çok farklı olduğunu görebiliyoruz Çünkü belli bir yasaya göre gitmek zorundasınız. Kamuda özel sektörde canınız istediği zaman işi durduruyorum diyebilirsiniz. Müşterilerinizle temasa geçip ‘bakın böyle böyle bir sıkıntılar var gelin oturalım konuşalım’ diyebilirsiniz. Kamuda bunu göremiyoruz. Yani kamuya biz gittiğimiz zaman kamuya sanki karşısında öcü var. Hâlbuki ya arkadaş sen benimle varsın. Yani ben varsam sen orada durursun. Ben yoksam sen ne için oradasın. O zaman yani ben geleceğim hak ediş işimi yapacağım. Sen benim hak ediş işimi hazırlayacaksın veya ben geleceğim inşaatı yapacağım sen gelip inşaatı kontrol edeceksin, inşaatı bana yaptıracaksın. KAMİAD olarak müteahhitlerimizden istiyoruz; Gelin birlik olalım. Yıllardır Türkiye Cumhuriyeti tarihinde belki kamu müteahhitleri ilk kez bir dernek kapsamında bir araya geliyorlar ve bunu da bazı arkadaşlar sadece ya gitsinler onlar mücadele etsinler. Biz de fiyat farkını arada alalım bu böyle bir şey olmaz. Bu yüzden ben tüm yüklenici arkadaşlarımızdan KAMİAD’a gelip üye olmalarını istiyorum. Çünkü onlar geldikçe biz güçlü oluruz. Bizim sesimiz daha güçlü çıkar, bizim sesimizi daha gür duyarlar. O zaman da işte Sayın Cumhurbaşkanımız der ki, bu adamlar neden bağırıyor, Bu adamlar neden bu kadar işleri yavaşlatıyor, niye işler bitmiyor. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanımız yıllardır herkes biliyor şu iş şu süreçte bitiyor diyor. Ama bu sefer deprem bölgesinde 300 bin konut önce teslim edilecek dendi. Sonra 150 bin dendi. Sonra 50 bin dendi. Şimdi 30 bin belki teslim edecek, belki edemeyecekler. Müteahhitler, tüm işçiler, tüm taşeronlar, tüm mühendisler, mimarlar hepsi oraya yığıldığı halde neden hedefler tutturulmamış. Bu devlette işi bilmeyen çoğu yöneticiden kaynaklanır. Bu nedenden dolayı da ben tüm kamu müteahhitti arkadaşlara gelin KAMİAD’da birleşelim diyorum.”