Dünyada sadece 3 yerde görülen doğa olayı: Akbabaların yiyecek döngüsü
Dünyada yalnızca 3 noktada gözlemlenebilen eşsiz bir doğa döngüsü, Bolu'nun Dörtdivan ilçesine bağlı Sorkun köyünde yaşanıyor. Kara, kızıl, küçük ve sakallı akbabaların sırayla leşe yöneldiği bu döngü, doğanın kendi temizlik sistemini gözler önüne seriyor. Doğasever Mehmet Ali Altunay, Leşten geriye hiçbir şey kalmaz. Doğanın doğal temizleyicileridir dedi.
Dünyada yalnızca 3 noktada gözlemlenebilen eşsiz bir doğa döngüsü, Bolu’nun Dörtdivan ilçesine bağlı Sorkun köyünde yaşanıyor. Kara, kızıl, küçük ve sakallı akbabaların sırayla leşe yöneldiği bu döngü, doğanın kendi temizlik sistemini gözler önüne seriyor. Doğasever Mehmet Ali Altunay, "Leşten geriye hiçbir şey kalmaz. Doğanın doğal temizleyicileridir" dedi.
Bolu’nun Dörtdivan ilçesine bağlı Sorkun köyünde 2012 yılında avrupadan gelen uzman kişilerin önderliğinde Kuş Fotoğrafçıları ve Gözlemcileri Derneği (KUFOD) tarafından Akbaba Beslenme ve İzleme İstasyonu inşa edildi. Dünyada yalnızca İspanya, Bulgaristan ve Bolu’da gözlemlenebilen dünyanın dört akbaba türü kara akbaba, kızıl akbaba, küçük akbaba ve sakallı akbaba aynı ortamda yaşamlarını sürdürüyor. 2024 yılında Sorkun köyünün hakim bir tepesine KUFOD ve Orman Genel Müdürlüğü partnerliğinde hem ovayı hem de ormanı görecek şekilde izleme istasyonu inşa edildi.
Hiçbir şey israf olmuyor: Doğanın kendi temizleme döngüsü
Leş döngüsü, doğanın olağanüstü bir işleyişini gözler önüne seriyor. İlk olarak kara akbaba leşe gelip iri ve sert etleri tüketiyor. Ardından kızıl akbaba, iç organları yiyor. Onları küçük akbaba takip ediyor; kemik üzerindeki küçük et parçalarını ve etrafa saçılan artıkları temizliyor. En son sakallı akbaba, kemikleri yiyerek döngüyü tamamlıyor. Bu sistem sayesinde leşten geriye hiçbir şey kalmıyor ve doğa kendi dengesini kusursuz şekilde sürdürüyor. Bu nadir durum, Sorkun köyünü de doğa fotoğrafçıları ve yaban hayatı gözlemcileri için cazibe merkezi haline getirdi.
Bu türlerin yanı sıra bu istasyonda, ak kuyruklu kartal, şah kartal, küçük orman kartalı, büyük orman kartalı, küçük kartal, bozkır kartalı, kara çaylak, kızıl şahin ve şahin gözlemlenebiliyor. Kuş Fotoğrafçıları ve Gözlemcileri Derneği tarafından inşa edilen Akbaba Beslenme ve İzleme İstasyonu’nda gönüllük esasına dayalı bir çalışma sistemi yürütülüyor. Sorkun köyünde yaşayan doğasever Mehmet Ali Altunay, her gün sabah gün doğmadan, çeşitli yiyecekler getirerek onlarca kuş türünün besin ihtiyacını karşılıyor.
"Burada çok nadir görebileceğimiz kuş türler var"
Onlarca kuş türünü barındırdığını söyleyen doğasever Mehmet Ali Atunay, "Burası Dörtvan’a bağlı, Sorkun köyünde ekoturizm alanı ilan edilmiş, Kuş Gözlemcileri ve Fotoğrafçılar Derneği tarafından, Orman Genel Müdürlüğü’nden talep edilmiş, Orman Genel Müdürlüğü tarafından yapılmış ve derneğe 10 yıllık tahsis edilmiş ekoturizm alanı. Bu coğrafyanın keşfi 2000’li yıllara dayanıyor. Yabancıların yapmış olduğu bir takım keşifler olmuş buradaki kuşların varlığı ile ilgili sonra bizim ülkemize de bu tür çalışmalar yapılmış. Burada çok nadir görebileceğimiz kuş türler var. Özellikle 4 tür akbabaya aynı anda bu coğrafya barındırıyor. Ve bunun yanında da bir sürü daha yırtıcı kuş çeşitliliği var. Yani gündüz yırtıcısı diye adlandırdığımız, buna örnek olursa işte kartal, şahin gibi. Ve gece yırtıcısı diye de adlandırdığımız işte baykuş türü kuşlar da var. Ve bunların yanı sırada bir sürü ötücü de var" dedi.
"Avrupa’da da bunların nesilleri tehlike altında"
Akbaba türlerinin dünyada neslinin tehlike altında olduğunu söyleyen Altunay, "Yurt dışında da, Avrupa’da da bunların nesilleri tehlike altında. Bunların tabiattaki en büyük düşmanları da diyeyim yüksek gerilim hatları, tarım arazilerinden sırayı ilaçlarla zehirlenen hayvanları, arta kalanları tüketmeleri, çöplükler. Bu tür yerlerden beslenmek zorunda kalmışlar bu hayvanlar. Onun için nesilleri zaten tehlike altında. Bunları düzenli bir besleme yapıp yaban hayat kuş fotoğrafçılarına da bu şekilde hem tanıtıyoruz hem gösteriyoruz" şeklinde konuştu.
"Leşten geriye hiçbir şey kalmaz. Doğanın doğal temizleyicileridir"
Dünyada nadir görülen doğa olayının burada yaşandığını dile getiren Mehmet Ali Altunay, "Bu dört türü aynı anda, aynı yerde, aynı noktada görebileceğimiz çok ender yerlerden bir tanesi. Benim bildiğim bir İspanya var, onun haricinde de pek bildiğim bir yer yok. İspanya var, bir Bolu var. Burada da bunların beslenme zinciri kendi aralarında bir hiyerarşi vardır, o şekilde beslenir. Yani bu doğadaki bu kuşlar rastgele herhangi bir yere inmezler. İlk önce buraya bıraktığımız leş, işte büyükbaş hayvan veya küçükbaş hayvan leşi ise ilk önce kuzgun gelip bu leşi tespit eder. Kuzgun genelde diğer yırtıcıların, akbabaların alarm sistemi ve güvenlik sistemi gibi çalışır. İlk önce kuzgun gelir, leşi tespit eder. Bunu gören diğer akbabalar, ‘kuzgun emniyetsiz olan yere iniş yapmaz. Burası emniyettedir, burada yiyecek var’ diye leşin başına inerler. Fakat bu leşin başına indiklerinde de buradaki beslenecekleri materyalin derisini diğer kuşlar açamaz. Kara akbaba gelir, gagasıyla onun derisini açar. Derisini açtıktan sonra ne yiyecekse oradan yiyip kenara çekilir. Onun akabinde hemen kızıl ahbaba gelir. Onun açtığı delikten, o genelde sakatatçıdır, iç organlarla beslenir. İç organlarını tüketir. Ve onun boynunda da böyle antibakteriyeli bir tür yapısı vardır. Sürekli mikroplu bakterili yiyeceklerle meşgul oldukları için o iticidir, bakteri barındırmaz. O da kenara çekilir. Ondan sonra küçük akbaba gelir. Kenara, sağa sola, kemiklerin üzerinde kalan küçük parçaları onları yer. En sonunda da sakallı akbaba gelir. Ayakları belli bir boyda olanları bütün yutar. Daha iri kemikleri de pençesine alıp kendi bölgesinde kayalıklara bırakır. Kayalıklara bırakmak suretiyle kırıldığında, yani leşten geriye hiçbir şey kalmaz. Doğanın doğal temizleyicileridir" ifadelerini kullandı.
"Dışkılarında mikrop barındırmazlar"
Akbabaların ekosistem için çok önemli canlılar olduğunu ifade eden Altunay, "Bu canlılar ekosistem için çok önemli. Yani bunu Hindistan’da daha önce şöyle bir olay yaşamış. Ben kısaca ondan bir bahsedeyim. Bu akbabaların sayısı fazla olduğu için bunları devlet kendilerince avlandırmış. Bunların sayısı da aşağıya düşünce sonra kuduz vakaları ortaya çıkıyor. Köpekler çoğalmış, kurtlar çoğalmış. Kuduz vakaları ortaya çıkınca tekrar akbabaları nasıl geri neslini çoğaltabiliriz diye bu tür çalışmalar olmuş. Akbabaların mide asitleri çok yüksek olduğu için herhangi bir bakterili, mikroplu bir yiyeceği tükettiklerinde dışkılarında mikrop barındırmazlar. Ekosistem için şöyle bir özellikleri de var. Sera gazı salınımı diyoruz ya sürekli biz. Dünyada bir ülkenin sera gazı salınımını eşdeğer gaz salınımını engelliyorlar. Yani doğadaki bu leşleri tüketerek. Çok kıymetli, çok önemli canlılar. Bunların mutlaka korunması gerekiyor. Halkımızın da bilinçlendirilmesi gerekiyor. Ve bunun ilkokul seviyelerine kadar indirilip bunu baştan halletmemiz gerekiyor" dedi.