'Milletimizin bu güvenine layık olacağız'

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, partisinin kültür merkezi salonunda düzenlenen Bartın 3. Olağan İl Kongresi'ne katıldı.

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, partisinin kültür merkezi salonunda düzenlenen Bartın 3. Olağan İl Kongresi'ne katıldı.

Kongrede konuşan Erbakan, Bartın bugün bir yanardağ olmuş patlıyor Elhamdülillah. İnşallah bu gayretli çalışmalarla, sizlerin azmiyle çok daha büyük başarılar elde edeceğiz. Milli Görüş bayrağını en büyük burçlara birlikte dikeceğiz inşallah. Kongremiz ve toplantımız hayırlı olsun İnşallah. Bundan 6 yıl önce milletimize müjde verdik. Çare ve umut var. Artık Yeniden Refah var, Milli Görüş' dedik ve milletimiz de bu çağrıya kulak verdi' dedi.

Erbakan partilerinin son iki seçimde oylarını yüzde 100'ün üzerinde artırdığını ve ülkenin üçüncü büyük partisi haline geldiğini ifade etti. Yeniden Refah'ın, üye sayısını 640 bine çıkarttığını ve Türkiye'nin en hızlı büyüyen siyasi partisi olduğunu kaydeden Erbakan, milleti adil düzenle, yeniden refaha, yeniden feraha kavuşturacaklarını anlattı. Milletin, Yeniden Refah Partisine büyük teveccüh gösterdiğini de ifade eden Erbakan, 'Milletimiz mevcut durumdan rahatsız, değişim istiyor. Milletimiz, Milli Görüş'ün ne mana ifade ettiğini hatırlıyor ve özlem duyuyor. Milletimizin bu güvenine layık olacağız. 1 milyon üye hedefine de iktidar hedefine de inşallah ulaşacağız. Milli Görüş, 1976-1977'de Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük sanayileşme ve kalkınma hamlesini gerçekleştirdi. Türkiye'yi baştan aşağı üretim ve istihdam hamlesiyle kalkındırmaya, şahlandırmaya başladı. 1974'te Amerika'ya, İngiltere'ye, İsrail'e, dış güçlere rağmen Kıbrıs Barış Harekatı'nı gerçekleştirdi. Yine İncirlik Üssü'nün kapatılmasını da Erbakan Hocamız gerçekleştirdi. Kıbrıs Harekatı'ndan sonra bize ambargo uyguladılar, 'Siz bize ambargo uygularsanız biz de sizin üssünüzü kapatırız' dedi ve tarihte ilk defa Amerika'nın İncirlik Üssü'nü kapattı.' dedi.

Cumhuriyet tarihinin en büyük bolluk ve bereket döneminin Milli Görüş iktidarıyla yaşandığını sözlerine ekleyen Erbakan, 'Memura, işçiye, emekliye yüzde 100, yüzde 200, Bağ-Kur emeklisine yüzde 320 maaş zammı yaptı. Bu zam, bu ay 14 bin 400 lira alan bir emeklinin önümüzdeki ay maaşının 60 bin lira olduğunu görmesi demek. Sadece işçiye, memura, emekliye değil, çiftçi, köylü duyduğu taban fiyatlarına inanamadı. Yüzde 400'e varan oranda tarım ürünlerinin taban fiyatlarında artış yaptı. 'Çiftçimiz ne üretiyorsa eksin, biçsin getirsin biz devlet olarak alım garantisi veriyoruz' dedi. İşte Milli Görüş budur. Hikaye anlatmıyorum, yaşanmış olayları anlatıyorum. O nedenle biz 'Yapacağız, edeceğiz' demiyoruz, 'Yaptık, yine yaparız' diyoruz.' şeklinde konuştu.

Konuşmasında ülke gündemine de değinen Erbakan, PKK'nın taleplerinin yerine getirilmesi karşılığında DEM Parti'nin anayasa değişikliği sürecinde ve sonrasında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminde iktidara destek olacağını belirterek, 'Daha düne kadar bırakın Abdullah Öcalan'ı, DEM Parti'ye selam vereni dahi terörist ilan eden, 6'lı masaya '7'nci ortağınız da masanın altına gizlenmiş, o da HDP'dir' diyen iktidar ittifakının bugün siyasi çıkarları uğruna, koltuk uğruna PKK ve Öcalan'la sıkı pazarlıklar içerisinde olduğu ortaya çıkmaktadır. İktidarın siyasi çıkarları uğruna PYD-YPG tehdidini de görmezden geleceği ve askeri harekattan vazgeçeceği ortaya çıkmaktadır. İktidarın seçim kazanma ve siyasi çıkarlar uğruna içine düştüğü bu durumu aziz milletimizin takdirine bırakıyoruz' diye konuştu.

RTÜK'e eleştiri

RTÜK'ün tarafsızlıktan uzaklaştığını ifade eden Erbakan, şunları söyledi: 'Bir diğer çifte standartçı uygulama da RTÜK'ün muhalif kanallara verdiği cezalardır. İktidara yakın kanalların 'Aile Yılı'nda aile yapımızı dinamitleyen, toplum ahlakını ifsat eden gündüz kuşağı yayınlarını ve akşam yayınlanan dizilerini görmezden gelen RTÜK, devlet kurumu gibi değil, parti organı gibi hareket ediyor ve muhalif kanalları susturmaya yönelik ağır cezalar getiriyor. RTÜK vermiş olduğu bu cezalarla basın hürriyetini ve ifade özgürlüğünü açık bir şekilde kısıtlıyor. İfade özgürlüğünün olmadığı yerde hukuktan, hukukun olmadığı yerde adaletten, üçünün olmadığı yerde demokratik rejimden söz edilemez. Yeniden Refah Partisi olarak her zaman olduğu gibi bugün de hukuktan ve adaletten yana olduğumuzu ve çifte standarda karşı olduğumuzu ifade ediyoruz.'

'İktidarın ve muhalefetin boykot çağrıları yanlış'

Ana muhalefet ile iktidarın, birbirinin karbon kopyası olduğunu savunan Erbakan, 'Gerektiğinde her ikisi de boykottan medet umuyor. Yakın zamanlarda iktidar boykot çağrısı yapmıştı. Cumhurbaşkanı, fiyatları kontrol altına almaktan umudunu kesince, çareyi 'marketleri boykot edin' çağrısında bulmuştu. Şimdi yeni bir boykot çağrısı da CHP Genel Başkanı Özgür Özel'den geldi. Erdoğan'ın geçmişteki, Özel'in günümüzdeki boykot çağrılarını doğru bulmadığımızı ifade ediyoruz. Yerli üretim yapan, sahipliği yerli olan, bu ülkenin ekonomisine katkı sağlayan firmaların boykot edilmesi kendi kendimize zarar vermekten, zaten dibe vurmuş olan ekonomimizi daha da kötü hale getirmekten başka bir şeye yaramaz. Bu konuda da kim yaparsa yapsın yanlışa yanlış demeye devam ediyoruz. Boykot çağrılarının yanlış olduğunu ifade ediyoruz' dedi.

'Türkiye çifte standartlarla yönetiliyor'

Yargı bağımsızlığına dair kaygılarını da dile getiren Erbakan, farklı siyasi partilere farklı hukuk uygulandığını söyledi. AK Parti dönemine ait yolsuzluk dosyalarının açılmadığını belirten Fatih Erbakan açıklamalarına şöyle devam etti: 'Türkiye maalesef bir çifte standartlar ülkesi haline geldi. Muhalefet belediyelerine gelince ayrı hukuk, iktidar belediyelerine gelince farklı hukuk uygulanıyor. Elbette yolsuzluk usulsüzlük kim yaptıysa araştırılsın, yargılansın, gereken yapılsın. Ancak muhalefetin eline geçen belediyelerde AK Parti dönemine ait usulsüzlükler için yapılan suç duyurularıyla ilgili hiçbir işlem yapılmazken, sadece muhalefet belediyelerinin üzerine giderseniz bu adaletsizlik olur, çifte standart olur. Bir inceleme, bir soruşturma olacaksa, yolsuzlukların üzerine gerçekten gidilecekse bu sadece muhalefet belediyelerini değil, AK Parti'li belediyeleri de kapsamalıdır. Bir fiil suç ise herkes için suçtur. Değilse de hiç kimse için suç değildir. 'Ali'ye gelince suç, Veli'ye gelince suç değil, geç' olmaz. Yolsuzluk mu var, sonuna kadar gidin, hırsızlık mı var, en derinine inin. Ama soruşturmalarda da görevden almalarda da yargılamalarda da adaleti terk etmeyin. Çifte standart uygulamayın. AK Parti'liye başka, DEM Parti'liye başka, CHP'liye başka hukuk uygulamayın. Peki biz şimdi bunları söylerken kimden yanayız? Hiç kimseden yana değiliz. Sadece adaletten yanayız! Hep dediğimiz gibi; doğruya doğru, yanlışa yanlış.'

Özel Haber

Bakmadan Geçme