Bankoğlu, 'Adı politika, özü sefalet'
CHP Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu, Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın 2026 bütçesine ilişkin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda konuştu.
CHP Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu, Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın 2026 bütçesine ilişkin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda konuştu.
Ev gençleriyle ilgili tek bir cümle dahi yok
Bankoğlu konuşmasında şunları söyledi: Bakanlığınızın bu seneki sloganı: 'Hep Yanınızdayız'. 23 sene sonunda nihayet gençlerin yanında olmaya karar vermişsiniz. Hep yanındasınız evet, gençleri 4 yataklı ranzalarda yatırıyor, iki üniversite bitirip üç harfli marketlerde, inşaatlarda çalışmak zorunda bırakıyorsunuz. Derece yapan gence hakkını vermek yerine, mülakatta eşi dostu alıyorsunuz. Ya da giderlerse gitsinler diyorsunuz. Bu bütçeyi konuşuyoruz ama Türkiye'nin en önemli sorunu bütçede yok. Strateji planına baktım, bakanlık performans programına baktım, yıllık programa baktım, tek bir cümle dahi yok. Nedir bu: Ev Gençleri! Bakın, Türkiye'de bugün her dört gençten biri ne çalışıyor ne okuyor. NEET oranı yüzde 25,9. Peki, her 4 gençten biri ne yapıyor? Evinde ailesinden harçlık alarak yaşamaya çalışıyor. Torpilsiz iş yok, eğitim desen zaten içini boşalttınız, çalışsa asgari ücretle açlık sınırı altında bir kahve alıp sosyalleşecek bir para bile değil. Ki zaten, iş cinayetlerinde de ölüyor bu gençler. Sayın Bakan, mesela geçtiğimiz Ekim ayında 18-29 yaş arası 32 genç işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybettiğini biliyor musunuz? Bilmezsiniz, çünkü bu ülkede iş güvenliğini gereksiz maliyet gördüğünüz için genç işçilere verdiğiniz değer de ortada. İşte bu ev gençleri şimdi evlerinde; sıfır hayat, sıfır hayal, geleceksiz…
Eurostat verilerine göre 18-24 yaş aralığındaki her 4 gençten 1'i yoksul ve sosyal dışlanma riski altında. Hal böyleyken gençlere kaynak yok ama yandaşlara, vakıflara, cemaatlere bir ton kaynak var, para var. Kr amacı gütmeyen kuruluşlara aktarılan kaynak tam: 2 milyar 260 milyon TL. TÜRGEV, Ensar, TÜGVA gibi yapılara imzalanan protokollerle kamu kaynakları sistemli biçimde aktarılıyor. Paralar, bu siyasi yapılara gidiyor. Bu mu gençlik politikası? Kamu kaynaklarını vakıflar üzerinden değil, şeffaf ve kamusal biçimde kullanmak işinize gelmiyor.
Burslar 20 yılda yüzde 60 değer kaybetti
Bursların durumu da belli. 2004'te kredi miktarı asgari ücretin yüzde 30'uydu. Bugün sadece yüzde 13. Yirmi yılda burslar reel olarak yüzde 60 değer kaybetti. Ayda 3 bin lira verip iyi para demiştiniz, bakalım bu yıl neye iyi para diyeceksiniz. Yılbaşından bu yana 600 lira kaybetti. Yapacağınız zam daha cebe girmeden eridi. Bu tabloyu 'gençlik politikası' diye önümüze koyuyorsunuz. Adı politika, özü sefalet!
'Artış' başka bir şeydir, 'ihtiyacı karşılamak' bambaşka!
Yurtları anlatmaya zaten gerek yok. Hl çıkıp 'yurt kapasitesini artırdık' diyorsunuz. Evet, yatak kapasitesini artırdınız, ama niteliksiz, kalabalık, on kişilik odalarda, yavaş internetli, kötü yemekli yurtlar bunlar. 'Artış' başka bir şeydir, 'ihtiyacı karşılamak' bambaşka. En temel barınma hakkını şu hale getirip burada bize yatak kapasitesini artırmayı lütufmuş gibi anlatıyorsunuz! İnsanda biraz utanma olur.
Bağımlılığa sadece Saray'ın bir günlük bütçesini ayırmışsınız!
Bu bütçede gençlerin payını yüzde 5 bile değil. Bağımlılıkla mücadeleye 2026'da ayrılan pay tam bir komedi: binde 2! Yani 59 milyon… Yani bağımlılığa ayırdığınız bütçe, Saray'ın günlük harcaması! Bu kadar düşük bir oranla hangi gencin çaresizliğini, hangi krizi çözmeyi planlıyorsunuz? Bir de bu gençlerden evlenmelerini, çocuk yapmalarını, 3 de değil 4 çocuk bekliyorsunuz. Politikalarınızla ve siyasi baskılarınızla gençliği aç, işsiz ve çaresiz bırakıp onları kontrol etmek istiyorsunuz ama onlar genç… Sayın Bakan 19 Mart darbesinin ardından kaç genç gözaltına alındı, kaçına dava açıldı hiç sordunuz mu? Tam 1.879 kişi! Anayasal hakkını kullandığı için gözaltına alındı, yüzlercesi tutuklandı. Bunca gözaltıyla ve tutuklamayla gençlere ve hatta ailelere ne mesaj veriyorsunuz? Gençlik sizden hakkını istiyor ve er geç de alacak!