Ağaçlara adanmış ömür: 32 senede binlerce fidan dikti
Kastamonu'da emekli olduktan sonra baba ocağına dönüş yapan vatandaş, 32 yılda binlerce fidanı çorak araziyle buluşturdu.
Kastamonu'da emekli olduktan sonra baba ocağına dönüş yapan vatandaş, 32 yılda binlerce fidanı çorak araziyle buluşturdu.
1993 yılında bomba imha uzmanı olarak polis memurluğundan emekli olan Şaban Meşeoğlu, Kastamonu'nun İhsangazi'nin Enbiya köyündeki baba ocağına yerleşti. Emeklilik yıllarında babasından kalan çorak araziye fidan dikmeye başlayan 73 yaşındaki Şaban Meşeoğlu, ayrıca köylerinden geçen dere yatağının kenarına da kavak ve binlerce fidan dikti. 32 yıllık emeklilik hayatında 30 dekardan fazla alanı ağaçlandıran Şaban Meşeoğlu, binlerce çam ve meyve ağacı yetiştirdi. Satın aldığı arazileri de çam ve meyve ağaçları dikerek yeşillendiren Meşeoğlu'nun diktiği binlerce fidan sayesinde hem köyünün çevresi hem de çorak araziler yeşillendi.
Köyünün yakınından geçen çay kenarına yaptığı fidan dikiminin usulsüz olduğu gerekçesiyle 2019 yılında hakkında dava açılan ve yapılan yargılama sonucunda beraat eden Şaban Meşeoğlu, son yıllarda yaşanan kuraklık sebebiyle çay kenarına diktiği kavak ağaçlarının kuruduğunu ifade etti.
'Diktiğim fidanların sayısını bilemiyorum'
Emekli olduktan sonra İl Tarım ve Orman Müdürlüğü'nden aldığı 20 tane ceviz fidanıyla ağaç dikmeye başladığını ifade eden Şaban Meşeoğlu, 'Aldığım fidanların 14 tanesini tarlanın kenarlarına diktim, 6 tanesini de başka bir tarlaya diktim. Şimdi kocaman oldular. Yanlarına da çeşitli meyve ağaçları diktim. Burasını Fidanlık yaptım ve Yunus Emre Fidanlığı diye de isim koydum. Bunu da rahmetli ağabeyim Hasan Meşeoğlu adına yaptım. Rahmetli babamın okuması yazması olmadığı halde bu toprakları bize bıraktı. Ben de bu topraklara sahip olamadığım endişesinde bulundum. Bu yüzden çayın kıyısına dolgu yaptım. Oraları çimlendirdim, nemlendirdim. 500'e yakın kavak diktim, bir sürü meyve fidanı ve çam ağaçları diktim. Buralarda hiçbir şey yoktu, çay akıyordu. Yukarıdan gelen sularla diktiklerim zamanla çimlendi. Buraları ağaçlandırdım. Ne kadar fidan diktim, sayısını bilemiyorum. 5 bin tane dikmişimdir. Hayvanlar diktiğim bazı fidanları yiyerek kurutuyor. Ben de bu kuruyan fidanların yerine yeniden fidan dikiyordum' dedi.
'Ben 32 yılımı buraya verdim'
Çay kenarına fidan diktiği için yargılandığını belirten Meşeoğlu, '2019 yılında da beni mahkemeye verdiler, 'sen çayın kenarına fidan dikemezsin' dediler. Yargılama sonunda beraat ettim. 'Elinde bir fidan var ise, kıyamet de kopsa dik' hadisi şerifini mahkemede hatırlattım ve bu sözün o mahkeme kayıtlarına geçmesi beni çok mutlu etti. Buraları ormanlık haline getirdim ama şimdi susuzluktan, bakımsızlıktan, kuraklıktan perişan haldeler. Bazıları kurumuş. Şimdi çayın kenarındaki fidanlığa gitmeyi yasakladılar. Ben de üzülüyorum. Emek kutsaldır. Emeksiz hiçbir şey olmaz, emek vermedik, bak sulamadık kavaklar kurudu. Ben 32 yılımı buraya verdim, 32 yıldır fidan dikiyorum' diye konuştu.
Çam ağaçlarını sevdiğini ve bu yüzden tapulu arazisine de bu ağaçlardan diktiğini ifade eden Şaban Meşeoğlu, 'Tapusuz araziye hiçbir şey dikmemeyi 30 yıl sonra öğrendim. Çünkü diktiğin zaman ceza alıyorsun, ben de şimdi hep tapulu tarlamın etrafına dikiyorum. Üretim olmazsa ne olur, nefes alamazsın. 'Tarlana niye meyve dikmiyorsun' diyorlar, meyveyi 4 kişi yer ama o çamdan çıkan oksijeni, bütün dünya, Kastamonu, bütün İhsangazi alır' şeklinde konuştu.
'Tek başına, insan gücüyle buraları yeşillendirdi'
Şaban Meşeoğlu'nun ağaçlar için gösterdiği çabanın kendisini çok etkilediğini belirten Necmettin Türk ise, 'Mühendislik çapında ve iş makineleri ile yapılan 40-50 yıllık bir belgesel izledim. O programdan sonra ben de emekli Şaban amcamızın yaptıklarının tanıtılması ya da belgeseli haline getirilmesi için yönlendirmede bulundu. Tamamen çayın kıyı kenarında, kıyı taşlarıyla yaklaşık 30 dönümlük bir yere set oluşturdu. Traktör lastikleri ya da şehir merkezinde bulabildiği lastiklerle, beton dökerek setler yaptı. Suyun akıntısına gelen taşların, toprakların birikimi sonucunda buralara fidan dikerek yaklaşık 26 dönüm alanı 30 yılın üzerinde bir sürede fidanlık alana çevirdi. Buraları fidanlık haline getirdi. Binlerce fidan dikti, bu sayede kıyı erozyonunun da önüne geçilmiş oldu. Canlılar da faydalanır hale geldi. Doğaya bakarsanız canlanır, yaşam döngüsü gelişir. Tamamen kum olan dere kenarını orman vasfına çevirdi. Ben daha önce buna benzer hikayeleri belgesel filmlerinde görmüştüm. Benim de dikkatimi çekti. 30 yıllık emeklilik hayatında tek başına, insan gücüyle buraları yeşillendirdi. Bu Avrupa ülkelerinde mühendislik çapında ya da iş makineleriyle yapılabiliyor. Bu kolay bir şey değil. Kendisine teşekkür ediyoruz' şeklinde konuştu.