Ülkenin gündemi işsizlik, açlık, yoksulluktur...

Birileri ülkeyi uyutmayı çok iyi biliyor...

Aynı gecede hem Merkez Bankası Başkanının değişmesi hem de İstanbul sözleşmesinin fesh edilmesi kesinlikle bir tesadüf değildir.

Öyle ki;

Piyasaların kapandığı Cuma günü gecesi yapılan bu operasyonla 4 ay önce atanmış bir Merkez Bankasının değişmesi ile pazartesiye kadar konuşulması ve pazartesi de açılacak piyasalarda faiz artırılması ile biraz aşağı inen dövizin tekrar fırlama ihtimali göz önüne alınarak, aynı resmi gazetede yayımlanan bir kararla ülkenin gündemini başka yöne çekme niyeti ile 10 yıldır hayatımıza giren İstanbul Sözleşmesi fesh edildi.

Bu iki karar resmi gazetede yayımlanması ile birlikte İktidarın istediği ve planladığı senaryo aynen olmaya başladı.

Muhalefet bu iki kararı iyi tartıp biçmeden milletin asıl sorunu olan  ekonomimizi çok ilgilendiren 4 aylık Merkez Bankası Başkanının değişmesini konuşmayı bırakıp 10 yıl önce imzalanmış ama ülkede zaten pek uygulanmayan İstanbul Sözleşmesini konuşması ile hükümetin gündemi ne kadar rahat değiştirdiğinin apaçık göstergesi oldu.

Bin yıllık ülkemiz son 3 yıldır her gün kötüye giden ekonomi yüzünden nerdeyse yerle bir oluyor ve tamamen dışa bağımlı hale geliyor. Dış-iç borçlar almış başını gidiyor. Torunlarımızın torunlarının bile ödemesi mümkün olmayan hale geliyor.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası kurulmasından (1931) bu tarafa 90 yılda 20 Merkez Bankası Başkanı değişmişken yani ortalama 4 yılda bir olurken, 20 ayda 4’üncü kez Merkez Bankası Başkanı gece yarısı alınıp yenisi konuyorken, muhalefetin bunları görmeyerek tek derdi İstanbul Sözleşmesi olması tamda hükümetin istediği şeydi.

Tabi ki İstanbul Sözleşmesinin bazı maddeleri hariç Kadına Şiddeti engelleme yönünden bizimde sonuna kadar taraf olduğumuz konular, ancak bu gibi kanuni konular bugün iptal olup yarın tekrar gündeme getirilip yerine bizim toplumumuza uygun hale getirilecek şekilde imzalanabilir.

Ancak ekonomi öyle kolay kolay göz ardı edilemez. Allah korusun tamamen çöktü mü yıllarca acısını tüm ülke çekeriz.

Bunun içinde muhalefet bir an önce ülkeyi gerçek gündeme oturtmalı ve gerekli adımları atmalı.

Muhalefete buradan sesleniyorum devam eden bu yönetim biçimi ile ülkenin ekonomisinin düzelmesi imkansız hale geldiğine göre sizler yani tüm muhalefet partileri bir araya gelerek hükümete ekonomiyi düzeltmesi için bir süre verip o süre içinde gerekli adımları atmadıkları takdir istifalarını vermeleri aksi halde tüm muhalefet milletvekilleri olarak istifa edip erken seçime gitmesi için ellerinden gelecekleri her şeyi yapacaklarını bir bildiri ile kamuoyunu  bildirmeleri gerekir.

Yoksa bu sistemde sizlerin de orda konuşarak bir şey yapamadığını halkta çok iyi görüyor. Sizler sadece maaş almak için oraya gönderilmediniz. Gerekirse halkınız için ülkeniz için günü geldi mi risk almayı ve maaşlarınızdan vaz geçip istifa etmeyi de bileceksiniz.

Sonuçta halk sizleri vekilleri olarak oraya gönderiyor. Mecliste haklarını savunacak bir ortam kalmamışsa iktidar sizin uyarılarınızı duymayarak gerekli adımları atmıyorsa sizde Sine-i Millete döneceksiniz ve istifanızı vereceksiniz.

Sizler daha ne kadar hükümetin milleti uyutmasına seyirci kalacaksınız.

Hükümetin dün ki yaptığı hareket bunun açıkça göstergesi değil de nedir?

Ülke işsizlikten kırılıyor, iş adamları yaptıkları işlerini tafsiye etmiş duruma gelmiş, esnaf kan ağlar hale gelmiş ama sizler düşmüşsünüz İstanbul Sözleşmesinin peşine. Tekrar ediyorum Kadına Şiddete Hayır ancak açlık, yoksulluk ve işsizliğe çok daha hayır deme zamanı geldi geçiyor.

Son sözlerim olarak muhalefete tekrar tekrar sesleniyorum. Lütfen gündemi değiştirmelerine izin vermeyin ve gereğini yapın hepiniz milletvekilliğinden istifa edin.

Kalın sağlıcakla