Diyetisyen Ümmü Gülsüm ETYEMEZ

UYUYAN DİYETLER

Diyetisyen Ümmü Gülsüm ETYEMEZ

Diyet yapmak için gerekli tüm koşulları yerine getirdiniz. Öncelikle diyet dediğimiz sağlıklı beslenme düzenini hayatınıza entegre etmeyi istediniz ve diyetisyene başvurdunuz. Diyetisyeniniz size özel beslenme planınızı oluşturdu ve haydi hayırlı olsun, süreç başladı!

Diyet listenize %100 uyum gösterin, sıfır hata olacak demek biraz uçuk kaçsa da %85-90 uyum gösterilen diyet programları tatmin edici sonuçlar verecektir.

Peki, tüm bunlara rağmen istenilen sonucu alamıyorsanız, sebebi ne olabilir?

Belki de çoğumuz sadece diyetin içeriğine, kalorisine odaklanıyoruz; ama hiç durup hangi besini ne zaman, saat kaçta tüketiyoruz; ağzımıza aldığımız son lokma ile uyuma saatimiz arasındaki zaman dilimi ne kadar, dikkat ediyor muyuz?

Şimdi gelin diyette uykunun ve beslenmede saatlerin önemine kısaca değinelim.

Biliyoruz ki diyet listeleri kişiye özel planlanmaktadır; her gün 12.00’da uyanan bir kişiye ilk aşamada 07.00-07.30’da kahvaltı yazmak hem uygulanabilirlik hem de sürdürülebilirlik açısından tatmin edici sonuçlar vermeyecektir.

Danışan ile diyetisyen öğün saatlerini planlarken ılımlı bir noktada anlaşmalıdır.

Öğün saatlerinin yaşam tarzına uygun yazılmasına rağmen, bu saatlere sadık kalmayıp geceleri çok geç saatlerde uyuyup sabah çok geç saatlerde uyanmakta ısrarcı olan bir danışanın diyetteki başarısı ne yazık ki düşecektir.

Geç saatte uyandığımız andan itibaren öğünlerimiz de peşi sıra domino taşı misali yıkılacaktır. Üstelik düzensiz bir uyku düzeninde güne iştahsız bir şekilde başlamanız muhtemel.

Aperatif birkaç şeyle midenizi kandırıp akşam saatlerine doğru ise kalori patlaması yaşamanız kaçınılmaz..

Bunun yanı sıra arka arkaya kayan öğün saatlerindeki öğünlerin içeriği de oldukça önemli, bana soracak olursanız.. Bir diyetisyen olarak, mümkünse, sindirimi zor olan besinlerin öğlen saatlerinde tüketilmesini öneriyorum ki gün içinde sindirimi rahatça tamamlanabilsin.

Kırmızı et, kurubaklagil gibi diğer besinlere nazaran sindirimi daha uzun/zor besinlerin tüketimi, uyku saatine ne kadar yakın olursa mide ve bağırsaklardaki sindirim şikâyetleri o kadar artacaktır.

Hazımsızlık, konstipasyon dediğimiz kabızlık gibi şikâyetlere mahal vermemek adına bu tür besinler genellikle öğle saatlerinde tüketilip akşamları daha hafif öğünlerle geçirilebilir.

Yine sindirim sistemimizi korumak adına yeme-içme eyleminin yatmadan 2 saat önce bitirilmesi tavsiye edilir.

Bir diğer gözlemlediğim nokta ise, diyette su ve uyku ilişkisi. Şimdi “ne alaka?” diye düşünebilirsiniz ama inanın çok alaka… Günlük içilmesi gereken su miktarını diyet programına yazdığımızda bir grup danışan, gün içinde belirtilen su miktarını tamamlayamadığını söylüyor.

Bu danışanların uyku düzenine baktığımızda ise genelde düzensiz olduklarını görüyoruz. Örnek olarak güne 10.00’da başlaması için hiçbir engeli olmayan bir danışan gözünü 15.00’da açarsa geçmiş olsun, gün bitti!

Haliyle günlük tüketilmesi gereken suyu tamamlamak için gerekli vakit de olabildiğinde kısaldı. Susuz bir diyet çöp olacağı için ne yazık ki tartı da bize küstü..

Tüm bu anlattıklarımdan da anlaşılacağı üzere diyet sistemi yalnızca yeme içmenizi değil; uyku saatlerinize kadar genel yaşam rutininizi de düzene koymak amacıyla planlanmaktadır.

Demem o ki; siz de diyetinize olabildiğince sadık kaldığınızı düşünüyor fakat yine de tartıdan istediğinizi alamıyorsanız, uyku rutininizi bir düşünün bakalım. Sakın ha, diyetiniz de sizinle birlikte uyuyor olmasın?

Yaz geliyor uyanın; haydi canlanın!

Sağlıkla kalın..

DYT. ÜMMÜ GÜLSÜM ETYEMEZ

@dyt.ummugulsumetyemez

Yazarın Diğer Yazıları